Cüneyt Alphan


Sülalece Mezara Kadar Vekillik ve Emeklilik Sefası…

Akşamüstü, dur ya Mahmut abiyi (Mülkiye Başmüfettişi Mahmut Esen) bir arayayım, dedim. 


Genelde gece çalıştığımdan dolayı dostlarımı arama konusunda ihmal etmek durumunda kalıyor, haliyle çok da sitem de alıyorum. Çok zeki olan Mahmut abi bazen “Cüneyt seninle Amerikan saat farkı yaşıyoruz” diye laf sokuşturuyor.

Dostlarımın ve ailemin bu konudaki sitemleri belki haklı ama İbo’nun dediği gibi “Urfa’da Oxford vardı da biz mi okumadık?” Şartlarım uygundu da ben mi geceleri çalışmayı seçtim? 

Demek isterim.

Kader ve hayat herkese adil davranmıyor maalesef. 

Neyse konumuza gelelim, sohbet sırasında milletvekillerine, yüksek yargı organlarına tanınan imtiyazla ilgili bir çalışması olduğunu söyleyince bana göndermesini rica ettim. Gece 04.00’e doğru da okudum. 

Her ne kadar Anayasanın 12’inci maddesinde: “ Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”

Dese de maalesef ülkemizde hiçbir zaman bu kanun uygulanmadı. Mevcut Anayasaya ve AHİM’in kararlarına uymayanların da şiddetle yeni bir Anayasaya ihtiyaç var demeleri de bu analizi okuyunca bir kez daha ne kadar anlamsız olduğunu gördüm. 

İslam dininde ruhbanlık (ayrıcalıklık sınıf) yoktur, ama maşallah tüm kurumlarımızda bal gibi de ruhbanlık vardır. Milletvekilleri, yüksek yargı organları, generaller, belediye başkanları, rektörler, genel müdürler, vs. aklınıza gelebilecek tüm üst düzey bürokratlar kurumlarda daima ruhbanlık yaratmışlardır, yaratmaya devam ediyorlar. 

Mahmut Esen’in analizinde, milletvekillerine özellikle sağlık alanında tanınan ayrıcalıkları görünce bunu daha net anlıyoruz. 
Esen; 
“Getirilmiş yasal düzenleme kamuoyunda milletvekillerinin ana ve babalarına tedavi yardımı kıyağı olarak değerlendirilmiştir. Bu yasadan mevcut milletvekilleri; 3.200 eski milletvekili, yüksek yargı organları başkan ve üyeleri, üst düzey askeri yetkililer ve yakınlarını olmak üzere toplam 14.000 kişinin yararlandığı bilinmektedir.

85,6 milyon vatandaşımızı kapsayan asgari 75 yıldır yürürlükte olan ve sigortalıların tedavi yardımları bağlamında bakmakla yükümlü oldukları kişileri belirleyen kadim/yerleşik yasal düzenlemeye, milletvekili ve yakınları olan toplam 12.000 kişi için ayrıcalık getirilmiştir.”

Analizde;  “Emeklilik aylığı almayı kabul etmeyen halkın gönlünde özel bir yeri olan Adnan Kahveci’nin yaklaşımı örnek alınmalıdır.”

Burada rahmetli Kahveci’yi bir kez daha rahmetle anmak isterim. 
Mahmut Esen’in analizi biraz uzun ama ülkenin, milletin geleceği ve neler yapılması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmak, bir şey yapmak istiyor ve sorumluluk duyuyorsanız kesinlikle sonuna kadar sabırla okumanızı tavsiye ederim. 

Mahmut Esen diyor ki; 
“Milletvekilliği görevi ile doğrudan ilgisi olmayan, “Mezara kadar vekillik” sonucunu doğuran, gün geçtikçe artığı görülen, kamuoyu vicdanında ciddi rahatsızlıklara ve halk ile siyaset kurumu arasında güven bunalımına yol açtığı bilinen, az gelişmiş ülkelerde rastlanılan türden olan milletvekillerine tanınmış imtiyaz niteliğindeki haklar birer/ ikişer uygulamadan kaldırılmalıdır.

Milletvekilleri halkın yaşadığı sorunlardan kendilerini soyutlamamalı, halkın vekili gibi yaşamalı ve sorunlara halkla birlikte çözüm aramalı, kendilerine SGK’lıların 5-7 katı şeklinde tedavi yardımı yapılması gibi ayrıcalıklı uygulamalar kabul edilmemelidir. (2024 yılında SGK’lılara tedavi yardımı olarak kişi başına 11.616 TL; milletvekillerine ve bakmakla yükümlü olduklarına ise kişi başına TBMM bütçesinden 70.114 TL tedavi yardımı yapılmıştır. 

Emekli milletvekillerinin dâhil edilmesi halinde fark çok artmaktadır.)
Muhalefet partileri/milletvekilleri bu konularda öncülük yapmalıdır.
TBMM kabul edilmiş yasalara milletvekilleri öncelikle uymalıdır.
Böylelikle milletvekilleri milletin vekili gibi davranmış olacak; hak/hukuk ve adalet arayışları da sözde kalmamış olacaktır.

 Halkın muhalefet partilerine olan destekleri de artacaktır.

I-GİRİŞ

1-2006 yılında (5510 ve 5502 sayılı olanlar başta olmak üzere) sosyal güvenlik ve sosyal sigortalar alanında reform niteliğinde yasal düzenlemeler yapılmıştır. SSK, Bağ-Kur ve T.C. Emekli Sandığı kuruluş kanunları yürürlükten kaldırılmış, bunlar tarafından verilmekte olan hizmetler yeni kurulmuş olan SGK Başkanlığı bünyesinde birleştirilmiştir.
Bu arada kişilerin sağlıklarının korunması, sağlık riskleri ile karşılaşmaları halinde de oluşan harcamaların finansmanı için genel sağlık sigortası (GSS) ihdas edilmiştir. Sigortalılara sağlık yardımlarının SGK aracılığıyla tek elden yapılması, toplumun tüm bireylerinin GSS olması, bu arada yeterli gelire sahip olmayan vatandaşlarımızın GSS primlerinin de Devlet tarafından karşılanması kabul edilmiştir.

Daha önce, çalışanların kurumlarınca ayrı ayrı ödenmekte olan sağlık hizmetleri giderleri tek elden SGK Başkanlığınca karşılanmaya başlanmıştır. Bu bağlamda yasalarda mevcut genel sağlık sigortasına aykırılık oluşturan tüm hükümler (TBMM üyelerinin tedavi giderlerine ilişkin 3671 s.k./4’üncü maddesi hariç) yürürlükten kaldırılmıştır.

2012 yılından itibaren GSS olmak zorunlu hale gelmiştir. Günümüzde, banka yardımlaşma sandıkları personeli, cezaevlerindeki hükümlü/tutuklular vb. ilişkin bazı istisnalar dışında 85,6 milyona ulaşan nüfusumuzun tamamına yakını (% 99’u) GSS sistemine dâhil edilmiştir.

2-17.01.2017 tarihinde SGK Başkanlığına bağlı tesislerin toplu açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan tarafında GSS yönelik olarak:
“…Ülkemizde uygulanan genel sağlık sigortası belki de dünyadaki tek örnektir. Bu modelin dar bir örneğini ABD uygulamaya kalktı, başaramadılar, vazgeçtiler. Önümüzü kesmeye çalıştılar, yılbaşı itibariyle 5 yıl geride kaldı, sistem tıkır tıkır işliyor. Biz insanı yaşat ki devlet yaşasın dedik. Bu anlayışımızın en somut tezahürlerinden biri olan bu uygulamayı incelemek için dünyanın her yerinden heyetler geliyor.” Şeklinde değerlendirmede bulunmuştur. (Haberler, 2017)
GSS Sigortalılarına Sağlanan Sağlık Yardımları

3-Ülke nüfusunun tamamına yakını kapsayan GSS kapsamındaki sigortalılara sağlık yardımları SGK tarafından sağlık kurum/kuruluşlarından hizmet alımı yapılması suretiyle karşılanmaktadır. Yapılacak sağlık yardımlarının usul ve esasları; sigortalılardan alınacak katılım payları, özel sağlık kuruluşlarına ödenecek ek ücretler, sağlık hizmetlerinin bedellerinin tespit edilmesi vb. konular; 5510 sayılı Kanun, konuya ilişkin yönetmelik ile SGK tarafından çıkarılmış Sağlık Uygulama Tebliğinde (SUT) ayrıntılı olarak belirtilmiştir.

4-SUT ile belirlenmiş olan sağlık hizmeti bedelleri, yeterli güncelleme yapılmaması nedeniyle zamanla piyasa rayiçlerinin altında kalmıştır.
Bu yüzden kamu hastanelerinde verilmekte olan sağlık hizmetleri aksamakta, hizmetler güçlükle yerine getirilebilmektedir.

Özel hastanelere giden vatandaşlarımız da -günceli yansıtmayan SUT hizmet bedelleri nedeniyle- her geçen gün daha fazla ek ücret ödemek zorunda kalmaktadır.

Zira özel hastaneler 5510 sayılı yasa; imzaladıkları sözleşme hükümlerine karşın SUT tarifesinin % 200’ün çok üzerinde ücret almakta, bu suretle hizmet bedellerini piyasa koşullarına uyarlamaktadır.

Günümüzde mevzuata aykırı olmasına karşın % 200 üzerinde fark ücreti almayan özel hastane yok denecek kadar azdır.

SUT tarifesinin piyasa rayiçlerinin altında kalması nedeniyle özel sağlık kurumlarına giden sigortalıları için SGK daha az tedavi ücreti ödemektedir. Bu yüzden SGK yetkililerinin; gün geçtikçe yaygınlaşan/yerleşen yasa dışı uygulamalardan rahatsız olmadıkları, bu durumlara açıkça göz yumdukları bilinmektedir.

Diğer yandan ilaç ve tedavi giderlerinde yoğun tasarruf tedbirleri uygulayan SGK’nın; kuruluş yasasına da aykırı olarak, sigortalılarda alınan primlerden oluşan Genel Sağlık Sigortası Fonu kaynaklarını, bazı yıllar SGK’nın diğer giderlerinin (açıklarının) kapatılmasında bile kullanıldığı görülmektedir.

II-GSS DIŞINA ÇIKARILMIŞ MİLLETVEKİLLERİ/YÜKSEK YARGI ORGANLARI BAŞKAN VE ÜYELERİ İLE ÜST DÜZEY ASKERİ YETKİLİLERİNİN DURUMU:

5-Mevzuatta yer alan GSS aykırılık oluşturan tüm hükümler yürürlükten kaldırıldığı halde, milletvekilleri ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin TBMM bütçesinden yapılacağına ilişkin yasa kuralı (3671 s.k./4.md.) günümüze kadar özenle korunmuştur. Özel yasada sağlık hizmetlerinden yararlanma usul ve esaslarına ilişkin hüküm bulunmamaktadır. Bu yüzden belirtilen hususlar, herhangi bir sınırlama olmaksızın, TBMM Başkanlık Divanınca çıkarılan yönetmelikle düzenlenmiştir.

Yönetmelik ile hak sahibi (2025 yılı başı itibarıyla yaklaşık 12.000 kişi) olduğu belirlenenlere, SGK aracılığıyla genel sağlık sigortalılarına verilenlerle kıyaslanamayacak oranda (onların hayal bile edemeyeceği), özel sağlık sigortası poliçelerinde dahi öngörülmeyen hükümler içeren tedavi yardımlarının sağlanmış olduğu anlaşılmaktadır.

6-Milletvekillerine tanınmış bu tür ayrıcalıklarından bazıları aşağıya çıkarılmıştır.

Özel muayenehanede/evde yapılan muayene ve tedavi ücretleri de TBMM tarafından karşılanabilmektedir. 

  •  

GSS sigortalılardan farklı olarak; hak sahibince muayene katkı payı, ilaç reçeteleri için reçete bedeli, eşdeğer ilaç farkı vb. için ödeme yapılmamaktadır.

  •  

Resmi sağlık kurum ve kuruluşlarından sağlanmış tedavi giderleri, kurum tarafından düzenlenmiş (Öğretim üyesi muayene ücret farkı dahil) fatura esas alınarak ödenmektedir.

  •  

Özel sağlık kurumlarındaki tedavi giderlerinde hak sahipleri tarafından ek ücret ödenmemektedir.

  •  

Özel sağlık kurumlarına ödenecek sağlık hizmeti giderlerinde Türk Tabipler Birliği vb. kurum/kuruluşların yıllık tarifeleri baz alınarak Başkanlık Divanınca belirlenen tutarlar üzerinden ödenmektedir.

  •  

Hak sahiplerine yurtdışında tedavi edilmeleri konusunda (GSS’lılarına göre) geniş olanaklar sağlanmıştır.

7- Milletvekillerine (emekli olanları ve bakmakla yükümlü oldukları kişileri de kapsayacak şekilde) sağlanmış tedavi yardımları konusundaki imtiyazın somut sonuçlarını kuruluşların (TBMM ve SGK) bütçe gerçekleşmelerinde somut olarak görmek olanaklıdır. 
Kaynak: 2023 Yılı TBMM Kesin Hesap Cetvelleri ve 2023yılı Merkezi Yönetim Bütçe Giderleri Gerçekleşmelerinden Yararlanılarak hazırlanmıştır.
                  Kaynak: 2023 ve 2024 Yıllarına Ait SGK Faaliyet Raporları ile SGK İstatistiklerinden yararlanılarak hazırlanmıştır.
                    (https://www.sgk.gov.tr/Politikalar/Kurumsal/b55336ad-0af5-4e78-a7c5-79734c4c476f/
                      https://www.sgk.gov.tr/Istatistik/Aylik/42919466-593f-4600-937d-1f95c9e252e6)
    Not: Sigortalı sayıları (bankaların özel yardımlaşma sandıkları kapsamındakiler, tutuklu/hükümlüler vb. hariç) GSS kapsamında tescil edilenler dahil edilerek SGK tarafından belirlenmiş rakamları ifade etmektedir. Bunlar nüfusun yaklaşık % 99’una karşılık gelmektedir. İlaç giderleri içinde diş/ optik/diğer malzeme giderleri de bulunmaktadır.

I, II ve III sayılı tabloların incelenmesinden de anlaşılacağı üzere: 

-Halen görevde olan TBMM üyeleri için (bakmakla yükümlü oldukları kişiler dahil) yararlanan kişi başına TBMM bütçesinden 2023 yılında 33.062 TL, 2024 yılında 70. 114 TL tedavi, sağlık ve ilaç gideri ödenmiştir.

-Milletvekilliği görevi sona ermiş olanlar ve onların bakmakla yükümlü olduğu kişiler için 2023 yılında TBMM bütçesinin hane halkı ve işletmelere transferler tertibinden ise kişi başına tedavi ve ilaç yardımı olarak 46.575 TL ödenmiştir.

-SGK bütçesinden sigortalılara kişilere kişi başına 2023 yılında 6.557 TL, 2024 yılında ise 11.616 TL tedavi ve ilaç yardımı ödenmiştir. 

Görüldüğü üzere milletvekillerine yapılmış tedavi ve ilaç ödemeleri; SGK tarafından sigortalı yurttaşlara yapılmakta olan yardımların 2023 yılında 5 katı, 2024 yılında 6 katı büyüklüğündedir. Bu fark; emekli milletvekilleri için 2023 yılında yapılmış ödemelerde 7 katı seviyesine ulaşmaktadır. 

-Diğer yandan GSS için 2024 yılında yapılmış tedavi giderleri, bir önceki yıla göre %77,4 oranında artmışken, görevde olan milletvekillerinde bu oran % 112’ dir.  Özel sağlık kurumlarındaki tedavi bedellerindeki artışlar nedeniyle bu farkın önümüzdeki yıllarda da azalmayacağı artacağı açıktır. 

 8-GSS mevzuatına aykırı olan bu özel düzenlemenin Anayasa’nın 12. maddesinde yer alan:
“ Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.”

Kuralına da aykırı olacağı hususunun göz ardı edilmemesi gerekmektedir.

Zira milletvekillerine görevlerini daha iyi yapabilmeleri, halkı temsilde zorluk çekmemeleri bağlamında bazı ayrıcalıklar /kolaylıklar sağlanması olağan karşılanabilir. (Nitekim TBMM yerleşkesinde milletvekilleri ve Meclis çalışanları için tam teşkilatlı sağlık merkezi bulunmaktadır.)
Ancak söz konusu bu düzenlemelerin; üstlenilen görevin süresi ile sınırlı kalmadığı, tanınan olanakların “mezara kadar emeklilik” öngören kurallar içerdiği görülmektedir. Oysa AYM’nin bazı iptal kararlarında “Parlamento üyeliği ve sıfatı son bulmuş kişilerin artık yurttaşlardan farklı bir statü içinde bulunmaları için sebep kalmadığı” hususu açık/seçik belirtilmiştir.

9-Buna karşın anılan özel yasanın uygulama alanı genişletilmiştir. 

Yasalarda yapılmış ek/değişikliklerle, yüksek mahkemelerin ( AYM/ Danıştay/ Yargıtay/Askeri İdare)  başkan ve üyeleri, üst düzey askeri yetkililer, (Gn.K.Bşk/KKK/D.K.K./H.K.K /J. Gn.K/SGK ile orgeneral ve oramiraller) kıyas yolu ile Sayıştay Başkan ve üyeleri ile bakmakla yükümlü oldukları kimselerin sağlık giderlerinin de, TBMM üyelerinin tabi oldukları esaslar çerçevesinde, çalıştıkları kurum bütçelerinden ödenmesine ilişkin ayrışık düzenlemeler getirilmiştir.
Böylelikle, Devletin en üst makamlarında görev yapanlardan bazıları (Cumhurbaşkanı T. Erdoğan’ın övgüyle bahsettiği) GSS sistemi dışına çıkarılmıştır. GSS sisteminin kuruluş ve amacına aykırı bir durum ortaya çıkmıştır.

Üstelik bu ayrımın neye göre yapıldığı/ölçütleri belli değildir. Bu yüzden (böyle bir sonuç arzu edilmemiş olsa bile) GSS kapsamından çıkarılmaları, sağlanan imtiyazlardan yararlanmaları konusunda üst düzey yetkililer arasında yeni bir haksız rekabet/yarış ortamı yaratılmıştır.

Diğer yandan yüksek yargı organı mensupları bile sağlık giderlerinin ödenmesi gibi yaşamsal önem taşıyan bir konuda TBMM Başkanlık Divanına bağlanmıştır. 

Zira bilindiği üzere yönetmelik çıkarmak veya Başkanlık divanının TBMM yönetimine ait karar alma faaliyetleri, TBMM’nin yasal olmayan idari nitelikli kararlarındandır. Dolaysıyla yüksek yargı organlarına sağlanacak sağlık yardımları, yasama organının (Başkanlık Divanının) idari kararlarına göre yapılacaktır. (Örneğin yüksek yargı organı mensubunun kullanacağı gözlük bedeline dahi TBMM Başkanlık Divanı karar verecektir.)
Bu yüzden konu salt sağlık giderlerinin ödenmesi sorunu olmaktan çıkmakta, yargı organlarının bağımsızlığı ve tarafsızlığını da doğrudan ilgilendirmektedir.
Ayrıca yüksek yargı mensuplarının, GSS kapsamı dışına çıkarılmış olmaları nedeniyle, hayatın olağan akışı içerisinde, GSS sigortalılarının sorunlarından uzaklaşacakları; bu suretle SGK’nın hatalı eylem ve işlemlerinin yargı yoluyla düzeltilmesi, içtihat oluşturulmasına yönelik yargısal faaliyetlerin daha uzun bir zaman alacağı açıktır.

III- TEDAVİ YARDIMI İMTİYAZLARINDA SON AŞAMA
10- AKP milletvekillerince 18.11.2019 tarihinde TBMM Başkanlığına 2/2368 Esas sayılı “Bazı Kanunlarda ve 375 sayılı KHK Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi” verilmiştir.

Kanun Teklifinin 51. maddesiyle; 3671 Sayılı TBMM Üyelerinin Ödenek, Yolluk ve Emekliliklerine Dair Kanunun, milletvekilleri ile bakmakla yükümlü oldukları kişilerin tedavi giderlerinin TBMM bütçesinden yapılacağına ilişkin kuralı içermekte olan 4’üncü maddesine, “Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar TBMM Başkanlık Divanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir.” ibaresinin eklenmesi istenilmiştir.

Milletvekilinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin belirlenmesi için TBMM Başkanlık Divanının yetkilendirilmesi, bu suretle 75 yıldır yürürlükte olan T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri başta olmak konuya ilişkin temel yasa hükümlerinin çıkarılacak yönetmelik ile pay/pas edilmesi amaçlanmıştır.

11-Sigortalının bakmakla yükümlü olduğu kişi kavramı, mevzuatımızda (son olarak) 5510 sayılı Kanunun 3’üncü maddesinde ayrıntılı bir biçimde açıklanmıştır
Bu düzenlemeye göre bakmakla yükümlü kişi: Genel sağlık sigortalısının, sigortalı sayılmayan veya isteğe bağlı olmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir/aylık bağlanmamış olan;

a) Eşini,

b) 18 yaşını, yükseköğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış evli çocukları ile yaşına bakılmaksızın mamul olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarını,

c) Geçiminin GSS’lısı tarafından sağlandığı SGK tarafından belirlenen ölçütlere göre tespit edilmiş ana ve babasını;
İfade etmektedir.

12-18.11.2019 tarihinde TBMM Başkanlığına verilmiş olan söz konusu yasa Teklifi, kısa süre içinde Genel Kurul gündemine girmiş, 05.12.2019 günlü birleşimde Teklifin 51’inci maddesiyle ilgili bir önerge verilmemiş, saat 3.00 te Teklifin tümü üzerinde yapılan oylamada sonucunda 233 kabul, 29 ret oyu ile oy çokluğu ile kabul edilerek yasalaşmıştır. (Tutanak: TBMM 2019)

Getirilmiş yasal düzenleme kamuoyunda milletvekillerinin ana ve babalarına tedavi yardımı kıyağı olarak değerlendirilmiştir. Bu yasadan mevcut milletvekilleri; 3.200 eski milletvekili, yüksek yargı organları başkan ve üyeleri, üst düzey askeri yetkililer ve yakınlarını olmak üzere toplam 14.000 kişinin yararlandığı bilinmektedir.

Sigortalıların bakmakla yükümlü oldukları kişileri belirleyen kadim/yıllardır uygulanan yasa hükümlerini kaldıran bu düzenleme ile TBMM Başkanlık Divanına ucu açık bir yetki verilmiştir. Bu düzenleme ile milletvekillerinin sigortalı eş ve çocukları ile ana/babalarına bile TBMM bütçesinden tedavi yardımı yapılmasının önü açılmış, bu konularda mevzuatta mevcut engeller/duraksamalar kaldırılmıştır.

IV–SONUÇ

13- 85,6 milyon vatandaşımızı kapsayan asgari 75 yıldır yürürlükte olan ve sigortalıların tedavi yardımları bağlamında bakmakla yükümlü oldukları kişileri belirleyen kadim/yerleşik yasal düzenlemeye, milletvekili ve yakınları olan toplam 12.000 kişi için ayrıcalık getirilmiştir.

Yüksek yargı organları başkan/üyeleri, üst rütbeli askeri yetkililer de kapsama dahil edilmiş, böylelikle getirilmiş sistem garantiye alınmak istenmiştir.
GSS kuruluş yıllarındaki büyüsünün bozulduğu; SGK aracılığıyla toplumun tümüne yakınına verilmekte olan sağlık hizmetlerindeki aksaklıkların giderilmesi/düzeltilmesi konularında görevli/yetkili/sorumlu olanların kendilerini GSS sistemi dışına çıkarmayı, vatandaşlarımızı da sağlık sorunları ile baş başa bırakmayı amaçladıkları anlaşılmaktadır.

Bu bağlamda son olarak, milletvekillerinin bakmakla yükümlü olduğu kişilerin tespiti konularında TBMM Başkanlık Divanına (ucu açık) idari düzenleme çıkarma yetkisi verilmiş olduğu görülmektedir.

Bu suretle milletvekillerine tedavi yardımları konusunda daha önce verilmiş olan imtiyazların alanı genişletilmiş, mevcut imtiyazlar berkitilmiştir.
Üstelik bu düzenleme sırasında hukuk devleti ilkeleri bir yana, kanun devleti olma ilkelerinden bile uzaklaşılmış olduğu, yasal düzenleme yapılmasından kaçınıldığı görülmektedir.

Sağlanmış olan ayrıcalıkların mali boyutlarını; TBMM ve SGK bütçelerinden yapılmış tedavi giderlerinin karşılaştırılmasında da somut olarak görmek olanaklıdır. Milletvekili ve emekli milletvekilleri için yapılmış sağlık giderleri SGK bütçesinden sigortalı yurttaşlarımız için yapılanların 5-7 katına ulaşmıştır.

14- Diğer yandan milletvekillerine görevlerini daha iyi yapabilmeleri, halkı temsilde zorluk çekmemeleri bağlamında da getirilmemiş olanlar dışında kalan/ ömür boyu süren ayrıcalıklar kamuoyunda ciddi tepkilere yol açmaktadır. 

Milletvekilleri; öncelikle kişisel çıkarlar/imtiyazlar peşinde koşan, ortak çıkarları söz konusu olduğunda kolaylıkla anlaşan/birlikte hareket eden kişiler olarak tanımlanır hale gelmiştir. Bu bağlamda TBMM üyeleri sıklıkla ve ağır bir biçimde eleştirilmektedir. Bu tür eleştiriler ne yazık ki siyasiler tarafından da kanıksanmıştır. Bir süre sonra unutulacağı düşünülmekte ve ona göre hareket edilmektedir. 

Halk ise siyasi partilerin bu konularda birbirinden farkı olmadığına inanmaktadır.

Halk ve siyaset kurumu arasında güvensizlik ortamı oluşmuştur. Bu durumdan siyaset kurumunun da olumsuz etkilendiği görülmektedir.

Siyasi parti ve milletvekillerinin halkı inandırabilmesi ve desteğini kazanabilmeleri için ayrıcalıklar konularında içtenlikli olmaları gerekmektedir. İçtenlikli yaklaşımlar sözle değil uygulama ile gösterilmelidir.
Emeklilik aylığı almayı kabul etmeyen halkın gönlünde özel bir yeri olan Adnan Kahveci’nin yaklaşımı örnek alınmalıdır.

Bu konularda önderlik görevi; iktidarı değiştirme iddiasında olan ana muhalefet başta olmak üzere muhalefet partilerine düşmektedir. 

Mezara kadar emeklilik uygulamasını kabul etmeyen, halkın sorunlarına halkla birlikte çözmek isteyen içtenlikli muhalefet partileri ve milletvekillerinin; kendilerine tanınmış ayrıcalıklı hakları kullanmaktan vazgeçmeye başlamaları uygun olacaktır.
Bu yaklaşımın halk nezdinde olumlu yankı bulacağı, bu hareketi yapanları daha çok destekleyecekleri ve kendilerine daha yakın bulacakları açıktır.
Adaletin; mülkün (Devletin) temeli olduğu gerçeği unutulmamalıdır” diyor Mahmut abi. 

KAYNAKÇA

https://www.haberler.com/cumhurbaskani-ulkemizde-uygulanan-gss-dunyada-9170708-haberi/

— SGK 2016 Yılı Sayıştay Düzenlilik Denetim Raporu.  https://www.sayistay.gov.tr/tr/?p=2&ContentID=12120
(Örneğin; sadece 2016 yılı içinde, 16,4 milyar TL tutarındaki GSS Fonu kaynağı başka amaçlar için kullanılmıştır.

https://odatv.com/yasa-tanimayan-bazi-hastaneler-valileri-bile-dolandiriyor-1712171200.html
https://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/Tutanak_B_SD.birlesim_baslangic?P4=23374&P5=H&page1=124&page2=124

https://odatv.com/milletvekillerine-ana-baba-kiyagi-25111935.html